Yunus Emre Bâtıni Öğretisi’ne göre:
“Kanat Arşa götürür ancak ötesine geçmek için kanat yüktür,
terk edilir. Ondan sonrasına kanatsız devam edilir.”
Bilindiği gibi 13. ve 14. yüzyıllar Anadolu’da Sufi çalışmalarının zirve yaptığı bir döneme denk gelir. Yunus Emre de bu dönemler arasında yaşamış çok büyük bir mürşittir.
İlk Sufi Öğretisi’ni Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhı’ndan almış ancak O’nun asıl eğitimi Hacı Bektaş-ı Veli’nin kendisini yanına yolladığı Taptuk Emre Dergâhı’nda gerçekleştirilmiştir.
Aşk… Vuslat…
Yunus Emre’yi anlamak için önce O’nun soyadının anlamından başlamak gerekir. Emre “aşık” demektir.
“Aşk” sözcüğü Sufizm’de çok ayrıcalıklı bir kullanılış alanına sahiptir. Sufizm’in temel kavramlarının başında gelmektedir.
Tasavvufi – Bâtıni Öğreti’de aşk sözcüğünün içinde barındırdığı anlam, vuslata olan özlem ve cezbedir. Vuslattan kasıt ise varlığın kendi ruhsal büyüklüğüyle buluşmasıdır. Kendini bulması, kendini bilmesi, kendi sırlarına ulaşarak; “Tanrısal – İlahi Sırlar”a kavuşmasıdır burada anlatılmak istenen vuslat…
Büyük okyanustaki bir damlanın hikâyesidir bu… Okyanustan süzülüp bu dünyanın karanlığına bürünen ama içinde sakladığı ışığı hiç unutmayan ve bir gün yeniden o okyanusla kavuşacağını bilen bilgelerin öyküsüdür bu…
O büyük mürşitin engin dünyasının aşkı üstünüze olsun.. O aşk yüreğinizi ve yolunuzu aydınlatsın…
Kevser Yeşiltaş’ın tüm kitapları için buraya tıklayabilirsiniz.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.